ÖZET
Yolsuzlukla mücadelede ağırlıklı olarak “devlet-baskın” bir yaklaşım ve uygulama esas olmuştur. Yolsuzluğun ve rüşvetin gerçekleştiği bürokrasi, aynı zamanda bu sorunla mücadele için görevlendirilmiştir. Bu yaklaşım ve uygulama yanlış olmamakla birlikte, yetersiz kalmıştır. Zira bürokrasi dışı toplumsal ve sivil aktörlerin, grupların ve kurumların (örneğin paydaşlar, sivil toplum kuruluşları) desteği ve katkısı gerçekleştirilememiştir. Yolsuzluğa karşı savaşımda bu desteği ve katkıyı sağlamak üzere yeni bir anlayış ve strateji geliştirilmeli, “kapalı devre”den çıkış için “toplum ve paydaş merkezli strateji”nin oluşturulması gerekmektedir.